Hasan Nail Canat’ın aziz hatırasına…  

 
Bir gül daha koptu dalından
Dikenler âh u figan etmez mi?
İçime bir ateş düştü ardından,
Sana da sıra gelir demez mi?
 
Toprak toprağa kavuştuğunda
Şafak kızıla karıştığında
Firak vuslata dönüştüğünde
Lokmalar boğazda kaldı demez mi?
 
Garip derviş gibi yaşadı gitti;
Türküsü yüreği dağladı gitti;
Yetimi öksüzü ağladı gitti;
Hızır olup bir gün geri dönmez mi?
 
Günahkâr babalar âh etti dünden,
Osmancık büyüdü vâh etti günden,
Yaralı serçe uçtu ten kafesinden,
Nerdesin nur yüzlüm, sil gözüm demez mi?
 
Sahneler bir buruk vedaya döndü,
Nağmeler bir kısık sedaya döndü,
Yürekler bir yitik sevdaya döndü,
Meydanda er kalmadı demez mi?
 
Nefesler sahurda yangına tutulsa,
Oruçlar iftarda rahman’a sunulsa,
Melekler semada yarışa dursa,
Hasan’a Nâil oldu bu ikram demez mi?
 
Ekim / 2004
Ahmet Türkben